(Temel Conta Direnişi Notları 5. Grevin diğer notlarını yazının altında bulabilirsiniz1.)
Mor Dayanışma İzmir İl örgütü olarak 88 gündür direnen Temel Conta işçilerinin haklı mücadelesini büyütmek için fabrika önündeki grevi takip etmeye devam ediyoruz. Grev alanından notlarımızı aktarıyoruz:
Yarın 8 Mart ve Temel Conta’da greve çıkan 17 kişiden 14’ü kadın. Kadın dayanışmamızı büyütmek için Tiyatro Sardunya’dan Duygu arkadaşımız ve Mor Dayanışmalı kadınlarla Temel Conta grevini ziyaret ettik.
Duygu’nun canlandırdığı “Korku” adlı masalın gerçek yaşamdaki karşılığını grevdeki kadınların yaşam pratiğinde görüyoruz. Üzerine yürüdükçe küçülen devler, korkular Temel Conta grevindeki kadınların gerçek hikâyesi aslında. Bizi kuşatan, hareket ettiremez, düşünemez hissettiren tüm korkuların, üzerine yürüyünce nasıl da küçüldüğünü hem kadın mücadelemizden hem de ekmek mücadelemizden çok iyi biliyoruz.
Yağmurla çamurlanan yollar, İzmir sıcağının kendini göstermesiyle beraber kurudu. Toprak gibi işçilerin elleri, yüzleri de kurudu. Ayazın yüzlerde bıraktığı yanıklar, şimdi yerini güneş lekelerine ve yanıklarına bırakmaya başladı bile. Bu zor koşullara rağmen direniş alanında moraller hiç düşmüyor. Hastalıklardan kurtulup yeni yeni iyileşenler “İçeride hastalanmamız yasaktı.” diyerek “içeri” sözcüğünün çok anlamlılığını bize hissettiriyorlar. Kadınlar için, ezilenler için, boyun eğmeyenler için “içerisi” her zaman susturulan, bastırılan, yok sayılan, görmezden gelinen bir yer olmuştur.
Kadınların ve işçilerin yaşadığı baskıyı ve mücadelenin yarattığı dönüşümü şu güzel sözlerle anlatıyorlar: “İçeride tükendik, hiçbir zaman yetemedik. Ailemiz ‘Bırak’ diyordu ama neden emeğimizi patronlara bırakalım? Yaptığımız işlerin ağırlığından hepimizde bel fıtığı, bel düzleşmesi var. İzinlerimizi bile onların istediği zaman kullanıyorduk. Yıllarca sustuk, içimize attık. Son zamanlarda psikolojimiz çok bozulmuştu. Makinemizin başında ağlayarak çalıştığımız günler var burada. Neden sustuk bilmiyorum. Kimseden görmediğimiz şiddeti, burada patronlardan gördük. Birbirimizin psikoloğu olduk. Patron, hak mücadelemizi ona ihanet olarak sayıyor. Greve çıkarak bizim ona ihanet ettiğimizi düşünüyor. Patron, 3. fabrikasını açarken biz yıllarca asgari ücrete çalıştık. Esas ihanet edenler, tüm kazancını işçiler sayesinde elde ederken yıllarca emek verenlere asgari ücreti reva görenlerdir. Bu grev, bir onur mücadelesine dönüştü bizim için. Direnişle beraber hepimiz yeniden doğduk. Aslında buradaki direniş tüm işçilerin mücadelesi. Sendikalı olmak hepimizin hakkı ve bu hakkımızın, emeğimizin karşılığının mücadelesini veriyoruz.” Mücadeleyle yeniden doğan işçiler, kadınlar, 8 Mart gününün anlamını bir kez daha bize yaşatıyorlar.
Temel Conta işçileri haklı mücadelelerini meydanlarda, alanlarda yüksek sesle duyurmamızı isterken işçilerin hepimize bir çağrısı var: “Sloganda kalmasın, birleşme olsun.”