Trump’ın Cinsiyet Ayrımcılığını Teşvik Eden Yürütme Emirleri Açıklandı



Trump'ın Cinsiyet Ayrımcılığını Teşvik Eden Yürütme Emirleri Açıklandı - a world without trans people b 800x533 1

Yeni bir yürütme emri, transların yasal varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir planı ortaya koyuyor.

Donald Trump, kadınlara ve translara yönelik saldırı dalgasının ardından yeniden başkan seçildi. Trans karşıtı politikacılar, transları günah keçisi ilan eden ve üreme özgürlüğünü geri almak ve insanları, taş devrinden kalma cinsiyet rollerini terk ettikleri için cezalandırmakla tehdit eden Proje 20251 fikrini yayan reklamlara 215 milyon dolardan fazla harcadılar. Başkan Trump, göreve geldiği ilk gün, federal kurumların translara karşı ayrımcılık yaparak bireylerin kimliklerini inkâr etmelerini isteyen ve bireylerin kendi kaderini tayin etme ve kendini ifade etme özgürlüğünü elinden almaya yönelik kapsamlı bir yürütme emri imzaladı.

2020’de Yüksek Mahkeme, Bostock v. Clayton County davasında 3’e karşı 6 oyla, bir kişiye LGBTQ+ olduğu için ayrımcılık yapmanın 1964 Medeni Haklar Yasası’nın 7. Maddesi uyarınca cinsiyet ayrımcılığı olduğunu teyit eden bir karar vermişti. Yargıç Neil Gorsuch çoğunluk adına “Bir kişiye eşcinsel veya transseksüel olduğu için ayrımcılık yapmak, o kişiye cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmadan mümkün olamaz.” demişti. 

Trump aynı zamanda eski Başkan Joe Biden tarafından federal kurumlara cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan tüm yasalar gibi bu mahkeme kararını da uygulamaları yönünde verilen yürütme emrini geri çekti.

Hepimiz, bedenlerimiz ve hayatlarımız için neyin doğru olduğuna karar verme hakkı da dahil olmak üzere kendimiz olma özgürlüğünü hak ediyoruz. Trump’ın cinsiyet ayrımcılığı emri, ülke çapındaki transları bu hakkı reddetmekle tehdit ederken geri kalan herkesi de kendi özgürlüklerinden ve mahremiyetlerinden feda etmeye zorluyor.

Düzenleme Ne Diyor?

Trump’ın imzaladığı emirde şunlar belirtiliyor: “Amerika Birleşik Devletleri’nin politikası, erkek ve kadın olmak üzere iki cinsiyeti tanımaktır. Bu cinsiyetler değiştirilemez, temel ve tartışılmaz gerçekliğe dayanmaktadır.” Emir “erkek” ve “kadın” gibi kavramları, bir kişinin “gebe kalma anında” “büyük üreme hücresini üreten” veya “küçük üreme hücresini üreten” cinsiyete ait olup olmadığına göre tanımlıyor.

Trump’ın talimatı federal kurumlara “cinsiyete dayalı hakları korumaları, fırsatları ve düzenlemeleri” düzenleyen yasaları pasaportlarda ve diğer federal kimlik belgelerinde cinsiyeti belirtmek veya transların gözaltında nerede tutulacağını belirlemek gibi konularda kendi ürettiği çarpık tanımı kullanarak uygulamaları talimatını veriyor. Emir ayrıca tüm kurumlara “federal cinsiyet ideolojisinin fonlamasına son verme” yönünde kapsamlı bir yetki veriyor. Elbette bu yürütme emri, bunun tam olarak ne anlama geldiğini veya kurumların böyle bir işi nasıl başaracağını açıklamıyor.

Onlarca yıldır feminist hukuk bilimcileri ve kadın hakları savunucuları cinsiyeti tamamen biyolojiye dayalı olarak tanımlama çabalarına karşı çıktılar. Bu tanımları translara karşı ayrımcı bir şekilde kullanan son eyalet yasaları, cinsiyet stereotiplerine uymadıkları için trans olduklarından bile şüphe edilen gençleri hedef alarak, kimin erkek veya kadın olarak “sayıldığını” tartışan müdahaleci ve travmatize eden sonuçlar doğurdu. Bu emir, aynı şekilde, cinsiyet özelliklerinde Trump’ın dayattığı aşırı basitleştirilmiş tanımların ötesinde farklılıkları olan intersekslerin ve nicelerinin varlığını da görmezden geliyor.

Bu Düzenleme Neyi Değiştirecek?

Bu tarz yürütme emirlerinin pek azı politikayı birden değiştirir. Kongre tarafından çıkarılan yasaları veya anayasa tarafından garanti edilen korumaları değiştiremezler. 21 Ocak 2025 itibarıyla Trump yönetiminin bu emri; eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, barınma, federal olarak finanse edilen programlar ve federal yasa veya politikanın “cinsiyet” veya “toplumsal cinsiyet”e atıfta bulunduğu diğer birçok alanda nasıl uygulayacağı belirsiz.

En yakın etkilerden bazıları muhtemelen şu anda federal gözaltında tutulan 2.000’den fazla trans tarafından hissedilecek. Bu emir, özellikle Federal Cezaevleri Bürosu’nu ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı’nı, Cezaevi Tecavüzünün Ortadan Kaldırılması Yasası’nın yönergelerini görmezden gelmeye ve trans kadınları kendi istekleri dışında erkek cezaevlerine ve gözaltı merkezlerine gitmeye zorlayan genel bir politikayı uygulamaya davet ediyor. Bu, onları diğer tutuklu kişiler ve cezaevi personeli tarafından cinsel saldırı ve tacize uğrama konusunda ciddi şekilde artan bir riske maruz bırakıyor. Kararnamede ayrıca Federal Cezaevi Bürosu’nun, federal hapishanedeki translar için önemli sağlık hizmetlerini geri çekmesini de içeriyor.

Ayrıca bu güncellenmiş cinsiyet tanımlamalarının ABD pasaportlarında hızlıca kendini  göstereceğini tahmin ediyoruz. Trans kişiler sık sık doğum belgeleri, ehliyetler ve pasaportlar gibi belgelerdeki cinsiyet tanımlamalarını, doğumda kendilerine atanan cinsiyet yerine cinsiyet kimliklerini yansıtacak şekilde güncellerler. Trans kişilerin pasaportlarının doğumda kendilerine atanan cinsiyeti göstermesini zorunlu kılmak, belgeyi sunmak zorunda oldukları her anda onları etkin bir şekilde ifşa eder.

Emrin yayınlanmasından kısa bir süre sonra, Trump yönetiminden bir yetkili bir muhabire, ABD pasaportlarındaki cinsiyet belirteçlerini etkileyen politikanın mevcut pasaport sahipleri için geriye dönük olarak uygulanmayacağını söyledi. Ancak Trump’ın emri, trans ve interseks kişilerin kim olduklarını ve dünyada nasıl algılandıklarını yansıtan yeni pasaportlar, vizeler ve seyahat belgeleri almalarını engelleyecektir.

Dışişleri Bakanlığı yakın zamanda cinsiyet değişikliği adına yapılan tüm başvuruların “askıya alındığını” söyledi. Bireyler pasaportlarını güncellemek için mevcut pasaportlarını ve diğer belgelerini teslim etmek zorundalar. Eğer pasaportlarındaki cinsiyet belirteçlerini şimdi güncellemeye çalışırlarsa, pasaportları kendilerinde olmadığı için geçerli bir pasaporta sahip olmama riskiyle karşı karşıya kalacaklar.

Peki Şimdi Ne Olacak?

Emrin devlet okulları ve cinsiyete göre ayrılmış alanlar gibi diğer bağlamlarda da uygulanacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca iş yeri korumalarını sınırlamak ve cinsiyet uyum süreci için sağlık hizmetlerine erişimi sağlayan federal olarak finanse edilmiş programları sınırlamak için de kullanılabilir. Federal kurumlar ve departmanlar bu tehditi gerçeğe dönüştürmek için harekete geçerse ACLU ve diğer LGBTQ hakları örgütleri her adımda onlarla mücadele edecektir.

Eğer bu emirden etkilendiyseniz bize bildirin. 

Kaynak: https://www.aclu.org/news/lgbtq-rights/trumps-executive-orders-promoting-sex-discrimination-explained

  1. Çn: 2025 Başkanlık Geçiş Projesi olarak da bilinen Proje 2025,[2] Amerikan muhafazakar düşünce kuruluşu Heritage Foundation tarafından 2023 yılında yayınlanan bir siyasi projedir. Projenin amacı, Donald Trump’ın 2025’te başkan olarak göreve başlamasının ardından ABD federal hükümetini yeniden şekillendirmek ve yürütme gücünü sağlamlaştırmak için muhafazakar ve sağcı politikaları teşvik etmektir. 
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Proje_2025 ↩︎


TR