Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu

Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu - Enternasyonal Feminist Orgutlenme Deneyimleri Sempozyumu Cagri

Mor Dayanışma olarak 14 Ocak 2024 tarihinde İstanbul/Kadıköy’de bulunan Müze Gazhane’de altı farklı ülkeden feminist mücadele içerisinde yer alan kadınların katılımıyla enternasyonal bir sempozyum düzenledik. Sempozyum her katılımcının kendi ülkesinde açığa çıkardığı deneyimlerin aktarılması üzerinden yapıldı.

Dünyanın farklı yerlerinden selamla videolarının da yer aldığı sempozyumumuz 300’e yakın kadının katılımıyla sona erdi. Sempozyumun isminde de yer alan patriyarkal kapitalizmin krizinin içinde olduğumuz bu sürecin sorumluluklarına talip olduğumuzu, yerel-taban örgütlenme pratiklerine devam edeceğimizi ve sosyalist feministler olarak kadınların öz feminist enternasyonali için mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade ettik.

Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu - Enternasyonal Feminist Orgutlenme Deneyimleri Sempozyumu Program Akisi 1
Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri Sempozyumu - Enternasyonal Feminist Orgutlenme Deneyimleri Sempozyumu Program Akisi 2
Enternasyonal Feminist Örgütlenme Deneyimleri Sempozyumu Sonuç Metni Yerine

Mor Dayanışma olarak 14 Ocak 2024 tarihinde İstanbul/Kadıköy’de bulunan Müze Gazhane’de altı farklı ülkeden feminist mücadele içerisinde yer alan kadınların katılımıyla enternasyonal bir sempozyum düzenledik. Sempozyum her katılımcının kendi ülkesinde açığa çıkardığı deneyimlerin aktarılması üzerinden yapıldı. 

İki oturum halinde gerçekleşen sempozyumun ilk oturumunda Mor Dayanışma Merkezi Koordinasyon üyesi İrem Kayıkçı’nın moderatörlüğünde Polonya, Lübnan, Fransa, İtalya ve İran deneyimleri konuşuldu. 

Lübnan’dan katılımcı gazeteci Diana Moukalled 2009’dan itibaren Lübnan’da yaşanan siyasi ve ekonomik krize ve yoksulluğa dikkat çekerken 2023’de büyüyen kadın ve LGBTİ+’lara yönelik saldırılara değindi. Lübnan’ın bir çok Arap ülkesine göre kadınların yaşam standartlarının daha iyi olduğunu vurgulayan Moukalled, “Lübnanlı kadınların savaşımı sürüyor. Lübnan’da ve tüm Orta Doğu bölgesinde feminist mücadelenin apolitikleşme hamleleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Lübnan ve birçok ülkede açığa çıkan devlet feminizmi, kadınları pasif kurban durumuna getiriyor. Fakat tüm bunların karşısında bir çok feminist mücadele etmeye devam ediyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.   

İran’dan katılan Mehr Shams Afarid kurucusu Fatima Babakhani sözlerine Farsça “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganıyla başladı. Kadın örgütlenmelerinin önemine değinen Babakhani; İran’da gerçekleştirdikleri faaliyetleri, ağırlıklı olarak kadın sığınma evi deneyimlerini aktardı. Mahsa Amini ile kadınların mücadelesinin başka bir düzeye sıçradığını vurgulayan Babakhani “Bölgedeki kadın hareketleri taleplerinde ciddi bir benzerlik bulunuyor. Kadınlara yönelik eşitsizlik, yasaklar ve kısıtlamalar karşısında herkes için eşitlik mücadelesindeyiz. Mahsa Amini’nin ölümünden sonra artık sokaklarda kadınların başörtüsüz gezme cesaretini gösteriyor, hapishanedeki kadınlar mahkemeye başörtüsüz çıkıyor ve bu bizim için bir kazanımdır. Kamusal alanda elde edilen bir zaferi yansıtıyor.” diye konuştu. Babakhani sözlerini “Toplumu ve kültürü kadınlar değiştirdi.” diyerek noktaladı.  

İtalya’dan Potere El Popolo üyesi Lucia Amorosi, “Tabandan örgütlenmelerimizde toplumsal cinsiyete kafa tutuyoruz.”diyerek başladığı sözlerinde örgütlenme faaliyetlerinden ve mücadele taleplerinden bahsetti. “Feminizm İtalya’nın siyasi atmosferini değiştirdi.” diyen Amorosi, sosyalist ve komünist bir örgütlenme olduklarını ve mevcut kapitalizmi yıkmanın öneminin ve koşullarının altını çizdi. Kapitalizmde yeniden üretime, kadınların karşılıksız emeğine ve bu ekonomik sömürüye feminist teorinin ışık tuttuğuna değinirken neoliberalizminde yansımaları karşısında feminist politikalarının önemini ve enternasyonal mücadelenin önemini dile getirdi.

Polonya’dan katılan New Wave Of Aktivism kurucusu Zuzanna Dorota Karcz deneyimlerinin daha farklı olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Polonya’da kürtaj hakkı eylemlerinin gerçekleşme sürecini aktararak hareketin nasıl geliştiğini ve özellikle online aktivizm, eğitim alanında aktivizm deneyimlerinin genç kadınlar ve Lgbti’lar açısından önemini anlattı. 

Fransa’dan Assemblee Feministe Montreuıl ve Coordination Feministe üyesi Arya Meroni 2018’den itibaren Me Too hareketi ile feminizmde yenilenme olduğunu dile getirdi. Geleneksel feminist hareketin 2018’den itibaren yeterli olmadığını ve belirli değişimleri beraberinde getirdiğini vurguladı. Fransa’da yükselen İslamofobi ve göçmen karşıtlığına karşı feminist koordinasyonun aldığı pozisyonunun yanı sıra koordinasyonun henüz eksik olan yanlarını ve yenilgileri dile getirmesinin ardından oturum salondan alınan ek söz ve sorularla son buldu. 

Birçok sanatçının da katıldığı enternasyonal feminist mücadele deneyimleri sempozyumunun ikinci oturumu Mor Dayanışma kurucu üyesi ve DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca ve sanatçı Gaye Su Akyol’un sempozyum katılımcılarını selamlayan konuşması ile başladı. 

Oturumda Mor Dayanışma Merkezi Koordinasyon üyesi Pelin Songül Çiçek’in moderatörlüğü ile Türkiye’den çeşitli deneyimler paylaşıldı. İlk olarak söz alan Mor Dayanışma Sözcüsü Cemile Baklacı “Evlerden atölyelere feminist yerel örgütlenme deneyimleri” başlığında sunumunu gerçekleştirdi. Dünya’da ve Türkiye’de yükselen faşizm ve mücadelenin son on yılına değinen Baklacı konuşmasını “Tarih ezenlerin tarihiyle değil, mücadele edenlerin tarihiyle yazılacak” diyerek feminist mücadele tarihine değindi. “Ne Yapmalı?” sorusuna cevap verdi. Baklacı LGBTİ+ hareketi ile özel olarak ilişkilenmek, göçmen düşmanlığına karşı birlikte mücadele, çöken aile sistemine karşı politikalar üretmek, ittifaklar zeminde daha ciddi adımlar atmak ve kadınların ihtiyaçlarını genel gidişe dayatan bir politik-pratik hat çizilmesi ve feminist mücadelenin yükselen sağ karşısında örgütlenme ve güçlenme ve enternasyonal feminist mücadeleyi yükseltme zeminlerine dikkat çekti. 

Sendikal mücadelede feminist mücadele deneyimleri ile ilgili DİSK Genel-İş’den Ayşecan Ay yaptığı sunumda Mor Liste deneyimlerini ve sendikal bürokrasi karşısında kazanımlarını aktardı. Ay sözlerini “Bir bileşenin diğerinin emeğini sömürdüğü bir bileşen emek mücadelesinden bahsedemez. Tam da bu sebeple feminizm ve emek hareketi birlikte hareket etmeli. Biz sınıfı bölmüyoruz, sınıf biziz” dedi. 

Tevgera Jinan Azad (TJA) üyesi ve DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya Kürt Kadın Hareketi’nin dünü ve bugünü hakkında konuştu. Hareketin tarihsel arka planından ve Kürt olma halinden bahseden Kaya, “Biz feminizmi Kürt olma meselemizle bağlantılı bir şekilde bulduk” dedi.  İktidarın son süreçte kadın düşmanı politikalarının Kürt Kadınlara yönelimine vurgu yapan Kaya sözlerini barış talebi ile bitirdi.

Kampüs Cadıları, üniversitelerdeki genç kadın örgütlenmesi deneyimlerini paylaştı. Genç kadınların iktidarın baskılarının merkezinde yer aldığını ve aile politikalarına dikkat çekti. Üniversitelerdeki cinsel saldırılara karşı alınabilecek önlemler üzerine yapılan konuşmada, cinsel şiddet ve tacizin üniversitelerde normalleştirildiği ifade edildi. Ayrıca, “Kampüs Cadıları, üniversitelerdeki tüm bu politikalar karşısında genç kadınların kendi öz örgütü olarak mücadele ediyor” vurgusu ile konuşma sonlandı

Dünyanın farklı yerlerinden selamla videolarının da yer aldığı sempozyumumuz 300’e yakın kadının katılımıyla sona erdi. Sempozyumun isminde de yer alan patriyarkal kapitalizmin krizinin içinde olduğumuz bu sürecin sorumluluklarına talip olduğumuzu, yerel-taban örgütlenme pratiklerine devam edeceğimizi ve sosyalist feministler olarak kadınların öz feminist enternasyonali için mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade ettik. 


TR